Havuzumuz da geçirdiğimiz her an, hem
eğleniyor hem de D vitamini depoluyoruz.
Suyla oynamayı sevmeyen çocuk yoktur.
Her çocuk gördüğü suyla etkileşim içine girmeye çalışır. Çocuk annesinden
habersiz banyoya veya mutfağa girerek suyla oynar, etrafı ıslatır. Biberonundaki
suyu içtikten sonra etrafa döker, su ve biberonla çeşitli oyunlar oynar. Suyu
bardaktan bardağa, tabaktan tabağa aktarır; çamaşır ve bulaşık yıkar, defalarca
elini yüzünü yıkar. Kimi çocuk da fırsat buldukça sokaktaki su birikintisiyle
oynar. Çocukların suya ilgisini, kimi uzman çocuğun anne rahmine geri dönüşü
arzuladığının bir belirtisi olarak yorumlar; çünkü en huzurlu dönemini orada
geçiren çocuk dünyadaki sınırlama ve sıkıntılardan kurtulmak için tekrar oraya
geri dönüşü arzulamaktadır. Çocuğun suyla oynamasının temelinde her ne amaç
olursa olsun şu gerçektir ki, suyla oynamak çocuğu rahatlatmakta ve gelişimini
birçok yönden desteklemektedir.
Suda yüzmek, bütün kasları sistematik olarak çalıştırdığı için, çocukların
motor gelişimleri artmakta ve buna bağlı olarak motor becerilerinde artış
görülmektedir.
Ayrıca çeşitli su oyunlarıyla çocukların eğlenmeleri ve ruhsal
gerilimlerinden kurtulmaları sağlanır. Mutsuz ve huzursuz olan çocuklar suya
girdiklerinde daha mutlu ve neşeli olabilmektedirler.
Suyla temas eden çocukların beslenme alışkanlıklarında da düzelmeler
görülmüştür.
Çocuklar, öğrenmeye daha açık olabilmektedirler. Suda yüzmeyi başaran
çocukların özgüveni artmaktadır.
Geçişli olarak soğuk ve sıcak suyla duş almak, insanın hem ruhunu hem de bedenini
dinlendirir. Gerek suda yüzmek, oynamak ve gerekse su sesini dinlemek hem
sağlıklı hem de özel gereksinimli bireylere olumlu katkılar sağlar; çünkü insan
kendini suda daha özgür hisseder. Su sesi onları fiziksel ve ruhsal açıdan
rahatlatır. Ayrıca suda yüzmek, kişilerin saldırgan eğilimli davranışlarında ve
öfke nöbetlerinde azalmalar olur. Su, kaslardaki gerilmeyi yumuşatarak bireyin
kendini canlanmış ve rahatlamış hissetmesini sağlar…